EDİRNE
EDİRNE
| 22 EDİRNE ( Kod : 284 ) | |
| Vali | Mustafa BÜYÜK | 
| Valilik | 213 91 80 | 
| İl Emn. Md. | 213 92 18 | 
| İl Jn. Kom. | 213 42 70 | 
| Bld. Bşk. | 213 50 11 | 
| İlçe Sayısı | 8 | 
| Belediye Sayısı | 26 | 
| Köy Sayısı | 248 | 
| Yüzölçümü | 6.279 | 
| Nüfusu | 402.606 | 
GENEL BİLGİLER
Türkiye ile Yunanistan arasındaki Tekirdağ'ın  kuzeyinde yer alan Edirne yıllar boyu Osmanlı başkenti, 18 inci yüzyılda ise  Avrupa'nın en büyük yedi şehrinden biri olmuştur.100 yıl kadar bir süre Osmanlı  İmparatorluğunun başkenti olması buradaki tarihi ve mimari açıdan önemli  yapıların sebebidir. Edirne, camileri, dini kompleksleri, köprüleri, eski pazar  yerleri, kervansarayları ve saraylarıyla yaşayan bir müzedir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İLÇELER
Edirne ilinin ilçeleri; Enez, Havsa, İpsala,  Keşan, Lalapaşa, Meriç, Süloğlu ve Uzunköprü'dür.
Havsa : Havsa, Edirne'nin kuzey yarısında ve Lalapaşa yaylası  üzerindedir. Havsa'ya Hafsa Hatun bir han, Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa bir  külliye ve zamanın defterdarı (Maliye Bakanı) bir cami yaptırmıştır. Çok işlevli  yapı topluluğu olan külliye, Mimar Sinan'ın eseridir. 
İpsala : İpsala, Edirne'nin güney yarısında yer alır. Ayakta  kalmış olan Osmanlı yapısı, Alaca Mustafa Paşa Camii'dir. Tek kubbeli ve tek  minarelidir. Tahta işçiliği bakımından sanat değeri taşır.
Keşan : İlçe, Edirne'nin güney yarısındadır. Tarihsel değer  taşıyan yapıları, Hersekzade Ahmet Paşa Cami ile İbrice-Keşan kervan yolu  üstündeki üç taş köprüdür. Uzunkum adlı alçak kıyı, deniz turizmi bakımından  elverişlidir. Düzgün yolları ve turistik işletme belgeli konaklama yerleri  bulunan ilçe, Edirne'nin turistik yerlerindendir. İlçenin iç turizm bakımından  önemli olayı, panayırı ile Hıdırellez'de yapılan dallık adlı bahar  şenliğidir.
Lalapaşa : İlçe Edirne'nin kuzey yarısındadır. İlçedeki en önemli  tarihsel eserler, taş devrinden kalma türbe ve tapınaklardır. Bu türbelere,  Tablataş, Kapaklıkaya, Perikızı Evi (dolmen) denir. Tapınma yerleri ise Ulutaş  (menhir) adını taşır. Bunlar, dünyada benzeri az bulunan eserlerdir.  Sinanköy'deki kale ören durumundadır. 
Meriç : İlçe, Edirne'nin orta kısmında ve Lalapaşa Yaylasının  güney batı köşesindedir. İç turizm bakımından önemli olayları, Beyköy dallığı ve  Mayalar adıyla anılan ilkbahar şenlikleridir.
Süloğlu : Edirne'nin kuzey yarısında ve Lalapaşa Yaylası  üstündedir. Baraj gölü çevresi bir piknik yeri olarak ilgi çeker. 
Uzunköprü : İlçe Edirne' nin orta kısmında ve Trakya Yontukdüzü  üstündedir. En ünlü tarihi yapısı, Mimar Muslihiddin'in eseri olan Ergene  Köprüsüdür. Uzunluğu 1200 metreyi, kemer sayısı 170'i geçer. Diğer önemli  yapılar, II. Murat Külliyesi'nin tek minareli ve çatılı Muradiye Camii, II.  Bayezit zamanında Mimar Hayreddin'in yaptığı Halise Hatun Camii, külliyenin bir  vakfı olan Çifte Hamam, köprüye eklenmiş çeşmelerdir. Köprünün kentten yana  ucuna, İkinci Meşrutiyet döneminde eklenen, Hürriyet Çeşmesi adıyla anılır. Daha  eski öteki tarihi çeşmeler Gazi Mahmut (Belediye parkı), Halise Hatun (Hacı  İbrahim Ağa ya da Tosbağacı) çeşmeleriyle Telli Çeşme'dir. Önemli iç turizm  olayları, Bülbül Deresi'nde yapılan Dallık adlı bahar şenliği, av partileri ve  panayırdır.
NASIL  GİDİLİR?
Karayolu : Edirne gerek D-100 devlet yolu, gerekse TEM otoyolu  üzerinden İstanbul’a dolayısıyla Anadolu’ya ve D-100 devlet yolu üzerinden de  Çanakkale üzerinden Ege’ye bağlanan karayollarının üzerindedir. Ayrıca Kapıkule  Sınır Kapısı’ndan Bulgaristan ve Avrupa’ya sadece kara yolundan değil demiryolu  ile de bağlanmaktadır. Pazarkule ve İpsala Sınır Kapısıyla kara yolundan,  Uzunköprü demiryolu ile de Yunanistan’a ulaşım sağlanmaktadır. Edirne İstanbul  ve Çanakkale üzerinden Anadolu ile düzenli bir ulaşıma sahiptir.
Otogar Tel : (+90-284) 226 00 20
Demiryolu : 
Edirne İstasyon Tel : (+90-284) 235 26 71- 4  hat
Kapıkule İstasyon : (+90-284) 238 20 36 – 238  23 12
Oto Kuşet : (+90-284) 235 26 29 – 235 25 99 –  235 64 93-94
Faks : (+90-284) 235 24 89
Uzunköprü İstasyon : (+90-284) 513 48  05
Denizyolu : 
Liman Tel : (+90-284) 811 60 27
GEZİLECEK  YERLER
Edirne Evleri
Taş duvar ve sıvayla örülmüş ahşap iskelet  sistemleri ile yapılırdı. Bu evler genellikle yanındaki daha yüksek saçaklara  çift eğri öğe ile bağlanan bir çatıyla örtülü, az derinde kalan locanın içine  yerleştirilmiş merkezi girişi ile kusursuz bir simetriye sahipti.
Balkan Yarımadası’nın hemen her tarafında en  küçüğünden en gösterişlisine kadar bütün evlerde “hayat” denilen bölümler  vardır. Oda kapılarının açıldığı yer olan bu bölüm, doğrudan evin bahçesine  bakan yönde 1,5-2 metrelik direkler üzerine dayandırılmıştır. Hayatların sonunda  bir basamak yükseklikte dört köşe bir kısım ayrılarak, tahta sedirlerle  çevrilirdi.
Evin harem ve selamlıklarında büyük kapıların  açıldığı bahçe kısımları olan avluların uygun bir yerinde mermer bir çeşme  bulunurdu. Bazı evlerde avluların ortasında küçük havuzlar, üzerine asma  sardırılmış çardaklar vardı. Harem ve selamlık avlularından birbirine geçilecek  küçük kapı bulunurdu. 
Müzeler
Edirne Müzesi
Adres: Selimiye Camii Yanı –  Edirne
Tel: (284) 225 11 20 
Edirne Arkeoloji ve Etnografya  Müzesi
Edirne Türk İslam Eserleri Müzesi  
Örenyerleri
Enez Antik  Kenti: Enez ( Ainos ) tarihi  dönemlerde çok önemli bir liman iken bugün kıyıdan 3.5 km içeridedir. Tarih  boyunca birçok kereler restore edilmiş olan Enez Kalesi görülmeye değer. Aynı  zamanda M.Ö. 6 ıncı yüzyıla dayanan bir kilise, bazı oyma mezarlar ve suları  berrak bir de plajı bulunmaktadır.
Dolmenler (Menhir, Taş  Mezarlar): Lalapaşa ilçesinde  İ.Ö.2000 sonları ile İ.Ö. 1000 başlarından kalma ‘Dolmenler’ (menhir, taş  mezarlar) bulunmaktadır. Yapılan kazılarda mezar içlerinde bazı araçlar (Göz  yaşı şişesi, madeni takılar) bulunmuş ve bunlar Edirne Arkeoloji ve Etnografya  Müzesi’nde sergilenmektedir.
Saraylar
Edirne Sarayı: Sultan I. Murad tarafından yaptırılan ilk saraydan  sonra, Sultan II. Murad döneminde Tunca’nın batısında, çok büyük bir alan  üzerine 1450’de Edirne Sarayı’nın inşaatına başlandı. Sultan’ın 1451’de  ölümünden sonra oğlu Fatih Sultan Mehmed tarafından yapı tamamlatıldı.  Kalıntılar arasında, Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Babusseade, Matbahi  Amire ve Adalet Kasrı’dır. 
Camiler ve  Kiliseler
Selimiye Camii: Edirnen’nin en önemli eseri olan Mimar Sinan’ın ustalık  dönemi eseri Selimiye Cami Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden  biridir.
1569 – 1575 yılları arasında II. Selim  tarafından yaptırılmıştır. Taş işçiliği, çinileri ve kalem işleri bakımından  eşsiz bir eserdir.
Kentin diğer önemli cami ve kiliseleri Üç  Şerefeli Cami, Muradiye Cami, II. Bayezid Cami Ve Külliyesi, Eski Cami ,  Yıldırım Camii, Fatih Cami (Enez Ayasofyası), _urile Külliyesi (Kasım Paşa  Külliyesi), Sweti George Kilisesi, Yahudi Havrasıdır.
Selimiye Cami  (Merkez): Mimar Sinan’ın 80  yaşında yarattığı ve “Ustalık eserim” dediği anıtsal yapı Osmanlı Türk sanatının  ve Dünya Mimarlık Tarihinin baş eserlerindendir.
Edirne’nin ve Osmanlı İmparatorluğunun  simgesi olan cami, kentin merkezinde yer almaktadır. Çok uzaklardan dört  minaresi ile göze çarpan yapı, kurulduğu yerin seçimiyle, Mimar Sinan’ın aynı  zamanda usta bir şehircilik uzmanı olduğunu da göstermektedir.
Kesme taştan yapılan cami, 2475 m2’lik bir  alanı kaplar. Mimarlık tarihinde en geniş mekana kurulmuş yapı olarak nitelenen  Selimiye Camisi, yerden yüksekliği 43,28 m olan, 31,30 m çapındaki kubbesiyle  ilgi çeker. Ayasofya’nın kubbesinden daha büyük olan kubbe 6 m genişliğindeki  kemerlerle birbirine bağlanan sekiz büyük payeye oturur. 
Cami, mimari özelliklerinin erişilmezliği  yanında taş, mermer, çini, ahşap, sedef gibi süsleme özellikleriyle de son  derece önemlidir. Mihrap ve minberi mermer işçiliğinin baş yapıtlarındandır.  Yapının çini süslemelerinin, Osmanlı ve Dünya sanatında ayrı bir yeri vardır.  XVI. Yy. çiniciliğinin en güzel örnekleri olan bu çiniler, ‘sıraltı’ tekniğinde  olup, İznik’te yapılmıştır.
Selimiye camisinin 3,80 m çapında 70,89 m  yüksekliğinde, üçer şerefeli dört zarif minaresi vardır. Cümle kapısının iki  yanındakiler üçer yollu olup, her şerefeye ayrı merdivenlerden çıkılır. Diğer  iki minare ise birer yolludur.
Bir külliye olarak inşa edilen yapının, geniş  dış avlusunda Darüssıbyan, Darülkur’a ve Darülhadis yapıları bulunmaktadır.  
Üç Şerefeli Cami  (Merkez): 1443-1447 yılları  arasında, II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Cami Osmanlı sanatında, erken ve  klasik dönemler üslubu arasında yer alır. Burada ilk kez uygulanan bir planla  karşılaşılmaktadır. 24 m çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar  payesi olmak üzere altı dayanağa oturur. Yanlarda daha küçük ikişer kubbe ile  örtülü kare bölümler vardır. Yapı, bir yenilik olarak enine dikdörtgen  planlıdır. Bu planı Mimar Sinan, İstanbul camilerinde daha gelişmiş biçimi ile  uygulamıştır. Ayrıca Osmanlı mimarisinde revaklı avlu ilk kez bu camide  kullanılmıştır. Avlunun dört köşesine minareler yerleştirilmiştir. Üç şerefeli  cami, bu özellikleriyle sonraki camilere öncü olan anıtsal bir  yapıdır.
Camiye adını veren üç şerefeli abidevi  minare, 67,62 m yüksekliğindedir. Her şerefeye ayrı yollardan çıkılmaktadır.  Caminin süslemeleri de ilginçtir. Revak kubbelerindeki özgün kalem işleri,  Osmanlı camilerindeki en eski örneklerdendir. 
Muradiye Cami  (Merkez): Muradiye mahallesinde,  Sarayiçi’ne egemen bir tepeye II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Yazıtında  tarih yoktur. Yan mekanlı (zaviyeli) camilerin en güzel örneğidir.
Cami, dış görünüşünün yalınlığına karşın,iç  süslemesi yönünden XV. Yüzyıl Osmanlı sanatının dikkat çeken yapıtlarındandır.  Mihrap ve duvarları kaplayan çiniler, Türk çini sanatının en güzel  örneklerindendir. 
II. Bayezit Cami ve Külliyesi  (Merkez): Tunca Nehri kıyısında,  şehir merkezine 2 km uzaklıkta bulunan külliye, Edirne’nin en önemli  yapıtlarındandır. Cami, tıp medresesi, imaret, darüşşifa, hamam, mutfak, erzak  depoları ve diğer bölümleriyle geniş bir alana yayılmıştır. II. Bayezıt’ın  1484-1488’de yaptırdığı külliyenin mimarı Hayreddin’dir. Çok etkileyici bir  görünümü olan külliye, küçüklü büyüklü yüze yakın kubbeyle  örtülüdür.
Yapıların en ilginci 20,55 m çaplı, tek  kubbeli, iki minareli anıtsal camidir. Ana kubbeli mekanın yanlarında dokuzar  kubbeli Tabhane (kitap basım yeri) bölümleri vardır. Bu bölümler doğrudan dışarı  açılmaktadır. Mermer mihrap ve minber yalın görünüşlüdür. Somaki mermerden, son  derece zarif hünkar mahfili, Edirne’deki ilk örnektir. 
Eski Cami  (Merkez): Edirne’de Osmanlılardan  günümüze ulaşmış en eski anıtsal yapıdır. 1403’de Emir Süleyman tarafından  yapımına başlanmış, Çelebi Sultan Mehmet zamanında 1414’te bitirilmiştir.  Mimarı, Konyalı Hacı Alaaddin, kalfası Ömer ibn İbrahim’dir.
Yıldırım Camii  (Merkez): Edirne’nin XIV.  Yüzyıldan kalma en eski camisi olup, şehir merkezine 3 km uzaklıktadır. Gerek  planı, gerekse sütun başlıkları, yapının haç planlı bir Bizans kilisesi olduğunu  göstermektedir. Yıldırım Bayezıt adına camiye dönüştürülürken (1400) temel  dışında yeniden yapılmıştır. Ancak kıble yapının eksenine uymadığından, mihrap,  haç kollarından birinin köşesine konmuş, eğimli bir görünüş almıştır.  Günümüzdeki görünümüyle dört kemerli, kubbeli ve tek minareli  camidir.
Fatih Cami (Enez  Ayasofyası-Enez): Bizans  döneminden kalan yapı, oldukça büyüktür. Köşe duvarlı, haç planlı kiliseler  grubundandır.
Yapı, Osmanlı döneminde güneydeki kola mihrap  ve minber yerleştirilerek camiye dönüştürülmüştür. Uzunlamasına gelişmiş haç  planı ile Orta Bizans, dış yüzdeki tuğla süslemeleriyle de geç Bizans dönemi  özellikleri göstermesi bakımından ilginçtir. Cami günümüzde yıkık durumdadır.  
_urile Külliyesi (Kasım Paşa  Külliyesi-Havsa): Havsa ilçesinde,  Edirne yolundadır. 1576-1577’de _urile Mehmet Paşanın oğlu Kasım Paşa adına  Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye; iki kervansaray, cami, medrese, imaret,  çifte hamam, tekke, köprü ve arastadan oluşuyordu. Günümüzde yalnızca cami,  hamam, cami avlusuna dayalı ve ne olduğu anlaşılamayan ocaklı-nişli bir duvar,  arastanın ortasında cami ile kervansarayı bağlayan dua kubbesi ve külliyeye daha  sonra eklenmiş çeşme görülmektedir.
Sweti George Kilisesi  (Merkez): Edirne’nin Kıyık  semtinde 1880 yılında inşa edilmiştir. 1889’da dekore edilen kilisedeki yazılar  Slav Bulgarcası ile yazılmıştır. Daha önce aynı yerde bulunan kiliseden kalma  bazı tablolar vardır. Yapı bakımlı durumdadır.
Yahudi Havrası  (Merkez): Edirne’nin Kaleiçi  mevkiinde olup, 1902-1903 yıllarında inşa edilmiştir. Bugün yıkık  durumdadır.
Kervansaraylar
Sokak üzerinde bir sıra dükkânı bulunan ve  klasik Osmanlı mimarlığının ilginç örneklerinden olan Rüstem Paşa Kervansarayı,  Kanuni Sultan Süleyman’ın ünlü sadrazamı Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan’a  yaptırıldı.
Ekmekçioğlu Ahmed Paşa Kervansarayı, I.  Sultan Ahmed’in emri ile Defterdar Ekmekçioğlu Ahmet Paşa tarafından 1609  senesinde yaptırıldı.
Köprüler
Edirne’deki önemli yapı türlerinden biri de  köprülerdir. Edirne’nin içinde bulunan ve Sinan devrinin Edirne dışında inşa  ettiği köprülerin güzelliğine başka kentlerde erişilememiştir. 
Bu kentteki köprülerin en eskisi Bizans  İmparatoru Michael Palaiologos (1261-1282) dönemindendir. Köprü sonradan Gazi  Mihal Bey tarafından yeniletildiğinden onun adı ile anılır (1420). 1640’da  Kemankeş Kara Mustafa Paşa bu yirmiyedi gözlü köprüye sivri kemerli Tarih  Köşkü’nü ekletmiştir. 1451’de yapılan Şahabettin Paşa (Saraçhane) Köprüsü on iki  ke- merli ve on bir ayaklıdır. 
1452’de Fatih döneminde yaptırılan Fatih  Köprüsü, 1488’de Mimar Hayrettin’in yapıtı olan Bayezid Köprüsü, 1560’da Mimar  Sinan’ın eserleri arasında yer alan Saray (Kanuni) Köprüsü, 1608-1615 yılları  arasında Sedefkar Mehmed Ağa’nın yaptığı Ekmekçizade Ahmed Paşa Köprüsü,  1842-1847 yılları arasında Meriç’le Arda’nın birleştiği yerde tamamlanan Meriç  Köprüsü (Yeni Köpıü) Edirne’nin en önemli köprüleridir.
Çarşılar
Geçiş yolları üzerinde bulunan kentin gelişme  döneminde hem artan ekonomi ve ticaret yoğunluğunu karşılamak hem de cami ve  imaretlere gelir sağlamak amacıyla birçok han, bedesten ve çarşı inşa edildi.  
1417-1418 yılları arasında Çelebi Sultan I.  Mehmed tarafından Mimar Alaeddin’e Eski Cami’ye vakıf olarak bir bedesten  yaptırıldı.
1569’da Hersekli Semiz Ali Paşa’nın Mimar  Sinan’a yaptırdığı Ali Paşa Çarşısı yüz otuz dükkândan oluşmaktadır.. Çarşısı üç  yüz metre uzunluğunda olup, altı kapılıdır. 73 kemerli, 255 metre uzunluğunda,  124 dükkândan oluşan arasta, III. Murad (1574-1595) tarafından Selimiye  Camisi’ne vakıf olmak üzere Davut Ağa’ya yaptırıldı.
Korunan Alanlar
Edirne Gala Gölü Tabiatı Koruma  Alanı
Konumu: Marmara Bölgesinde, Edirne ili, Enez  ilçesi, Karpuzlu ve Koyun Tepe köyleri sınırları içerisinde yer almaktadır.  Alanın büyüklüğü 2369 Ha. Dır. 
Ulaşım: Sahaya; Eceabat-Keşan-Enez yolu ile  ulaşılmakta olup, Enez ilçesine 10 km. uzaklıktadır. 
Özellikleri: Sulak saha, göl ve orman  ekosistemlerini ve bu ekosistemlerde barınan çeşitli canlı türlerini ihtiva  etmesi, 111 kuş türünün varlığı, nesli tehlikeye düşmüş veya nadir türleri,  özellikle tepeli pelik, pelikan, çeltikçi ve küçük karabatak gibi nesli son  derece azalmış türleri barındırması özelliklerini oluşturmaktadır. 
Koruma, bilimsel araştırma ve tabiatın önemi  konusundaki bilinci arttırmaya yönelik tesis ve düzenlemelerin getirilmesi esas  amacı oluşturmaktadır.Giriş –kontrol kulübesi, otopark, koruma binası ve  gözetleme yeri ve kule yapılması öngörülmektedir. 
Kuş populasyonunun ve göl ekosisteminin  ekolojik durumu(göl seviyesindeki değişmeler, tuzluluk oranı, derinlik, plankton  ve fitoplakton,ısı gibi) araştırılacak ve izlenecek konulardır. 
Plajlar
Edirne,Ege Denizi sahilinde Saros körfezinde  kumsallarla kaplı,nitelikli bir kıyı şeridine sahiptir.Bu kıyılar Keşan ve Enez  ilçelerinin mülki hudutları içinde yer alır.Kıyı kullanımına elverişli plajlar;  Keşan’da Sazlıdere, Gökçetepe, Mecidiye, Erikli, Danişment ve Yayla ile Enez’de  Karaincirli, Vakıf, Gülçavuş, Sultaniçe ve Enez plajlarıdır.
Sportif  Etkinlikler
Edirne Orman Kampları
Kuş Gözlem  Alanı
Meriç Deltası
COĞRAFYA
Marmara Bölgesi’nin Trakya bölümünde bulunan  Edirne’nin denizden yüksekliği 41 metredir. Edirne genel olarak geniş  düzlüklerle, basık tepelerin yer almış bulunduğu coğrafi konuma sahiptir.  Karasal bir iklime sahiptir. Kışlar, Akdeniz iklimi etkisini gösterdiği  zamanlarda ılık ve yağışlı, kara iklimi etkisini gösterdiğinde de sert ve  yağışlı geçmektedir. Yazlar sıcak ve kurak, bahar dönemi yağışlıdır. İlde en  sıcak aylar, Haziran, Temmuz, Ağustos en soğuk aylar ise Aralık ve Ocaktır. Yaz  ayları ortalama sıcaklığı ise 23,4 Cc dir.
TARİHÇE
Edirne’nin en eski halkı, Traklar soyundan  Odrisler’in yörede, Meriç ve Tunca ırmaklarının birleştiği bugünkü Edirne’nin  bulunduğu yerde bir kent kurdukları bilinmektedir. Odrisler’den sonra yöreye  egemen olan Makedonyalılar Dönemi’nde kent, büyük bir olasılıkla Odris yada  Odrisia adının değişmesi sonucu, Orestia/Orestas olarak anılmaya başlanmıştır.  
İS II. Yy’ da Roma İmparatoru Hadrianus,  (117-138) Orestia Kasabası’nın stratejik önemi nedeniyle buraya kent statüsü  verdi ve kendi adını koydu. Böylece, Roma Dönemi’nde kent  Hadrianopolis/Hadrianupolis/Adrianupolis/Adrianapolis adlarıyla anıldı.  Adrianopolis zamanla Adrianople/Adrianopel olarak değişti. Osmanlı dönemi  başlarında Edrinus/Edrune/Edrinabolu/Endriye diye anıldı. 1476’da yazılan  Aşıkpaşazade Tarihi’nde kentin adı _urile olarak geçer. XVI.yy başlarında kentin  Edirne olarak adlandırıldığı görülür. Edirne 1361 yılında I.Murat tarafından  fethedilmiş ve İstanbul’un alınışına kadar 92 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin  başkenti olmuştur.
NE  YENİR?
Edirne’ye özgü yiyeceklerin başında  Edirne’nin meşhur tava ciğeri gelmektedir.Edirne’yi ziyaret edenler Edirne’nin  tava ciğerini yemeden kentten ayrılmazlar. 
Edirne’den Yemek  Tarifleri
Ciğer Tava
Malzemeler :
Dana ciğeri,
buğday unu,
yağ,tuz,
kurutulmuş kırmızı biber.
Hazırlanışı :
Sinirleri alınan taze dana karaciğeri keskin  bir bıçakla ince ince yaprak şeklinde kıyılıp, yıkanıp tuzlandıktan sonra  kıyılan ciğerler una bulanıp bol ve kızgın yağda kızartılır.Tavadan alınan  kızarmış ciğerler servise sunulur.Ciğer tavanın yanında mutlaka yazın güneşte  kurutulup kırmızı hale gelen biberler kızgın yağda kızartılıp  verilir.
Ciğer Sarması
Malzemeler :
1 takım kuzu ciğeri
2 bardak pirinç
6 adet taze soğan
1 adet kuru soğan
1 demet taze nane
1 çorba kaşığı karabiber
1 kaşık salça
3 bardak su
yeterince tuz yağ
Hazırlanışı :
Ciğerler bir tencerede kavrulur. Sonra soğan  ve salça ilave edilip birlikte kavrulur. Aynı tencereye 2 bardak pirinç ilave  edilip ciğerlerle kavrulur. Daha sonra 3 bardak su, tuz, karabiber ve nane ilave  edilerek kısık ateşte 10 dakika pişirilir. Daha sonra kuzu ciğerinin sarmasına  bohçalar halinde sarılıp bir tepsiye dizilir. Üzerine bir bardak su ilave  edilir, sarmaların üstüne yumurta sarısı sürülüp pişirilir.
Elbasan tava 
Malzemeler :
3 çorba kaşığı margarin
750 gr. Kemiksiz kuzu eti
2 orta boy soğan
6 su bardağı su, tuz
6 su bardağı süzme yoğurt
½ su bardağı un
3 yumurta sarısı
Hazırlanışı:
Margarin bir tavada eritilir, yağ kızınca  etler ilave edilip bir kez alt üst edilip iki tarafı altın sarısı rengini  alıncaya kadar 3’er dakika pişirilir. İri doğranmış soğanlar, su tuz ilave  edilerek kısık ateşte 1, 1.5 saat pişirilir. Başka bir kapta yoğurt unla  karıştırılır içine 2.5 bardak süzülmüş et suyu konarak ağır ateşte 10 dakika  pişirilir. Yumurta sarıları çırpılıp karışıma eklenir. Sos sıcak olarak etlerin  üzerine dökülür ve önceden ısıtılmış fırında 5-10 dakika üzeri kızarıncaya kadar  pişirilir. Sıcak servis yapılır.
NE  ALINIR?
Edirne’de Tarihi Alipaşa kapalı çarşısının  otantik ortamında alış-veriş yapabilirsiniz. Özellikle Edirne ‘ye özgü ürünlerin  satıldığı Selimiye arastasında Edirne’nin meşhur Deva-i Misk tatlısını , peynir  şekerini , misk sabununu; Arasta çarşısındaki sahaflardan ise her türlü kitap  ihtiyacınızı ve Edirne’nin en işlek caddesi olan Saraçlar caddesinde Edirne’ye  özgü bir ürün olan badem ezmesini ve El Sanatları Mağazasından Edirne’ye özgü el  sanatları ürünlerinden satın alabilirsiniz.
YAPMADAN  DÖNME
Edirne Müzesi,Türk İslam Eserleri  Müzesi,Sağlık Müzesi,Balkan Savaşı Müzesi ve Karaağaç’ı görmeden,
Selimiye Camii,Eski Camii,Üç Şerefeli  Camii,Ali Paşa Kapalı Çarşısı ve II.Bayezit Külliyesini gezmeden,
Meriç kenarında yemek yemeden ve Edirne’nin  meşhur ciğer tavasını tatmadan,
Badem ezmesi,deva-i misk şekeri,mis sabunu ve  beyaz peynir almadan,
Her yıl Haziran ayı son haftasında düzenlenen  Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Kültür Etkinliklerinde Edirne’de  bulunmadan…
Dönmeyin.
EDİRNE İLE İLGİLİ LİNKLER
 
EDİRNE İLE İLGİLİ LİNKLER
